Pages in topic: < [1 2 3 4 5] > | Dil ve düşünce Thread poster: Faruk Atabeyli
| Şadan Öz Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish
Sözlük de gayet güzel vermiş özünü anlatılmak istenen fiilin: Kötülük yapmak, yıpratmak... Sözlük anlamında bir sorun yok.
Hani 6 kilo notun içinde örneğin Nurullah Ataç'a "saldırı" konusunda birkaç satır vardır, paylaşırsın bu nitelemenin nedenini diye sordum.
Neyse, çok da önemli değil. | | | Ulu büyüğümüz Nurullah Ataç'a şöyle saldırmışlar.... | Jan 21, 2011 |
... bla bla bla türetmiş
....üretmiş
Öz Türkçeciliği savunmuş (bıyık altı gülümsemelerle birlikte
Daha neler neler...
Nurullah Hocamız keşke başka uzaylarda değil de dünya uzayında olsaydı da:
-Ne diyorsunuz a benim fosillerim, dinolarım siz deseydi, derdi de buralarda olsaydı.... Bir de NeTeVe'yi EN Tİİ Vİİ yapmaktan hiç utanmadınız mı deseydi. B... See more ... bla bla bla türetmiş
....üretmiş
Öz Türkçeciliği savunmuş (bıyık altı gülümsemelerle birlikte
Daha neler neler...
Nurullah Hocamız keşke başka uzaylarda değil de dünya uzayında olsaydı da:
-Ne diyorsunuz a benim fosillerim, dinolarım siz deseydi, derdi de buralarda olsaydı.... Bir de NeTeVe'yi EN Tİİ Vİİ yapmaktan hiç utanmadınız mı deseydi. Ben de Nurullah Hocamı alkışlayabilseydim, avuçlarım patlayıncaya kadar. Dilci kimmiş görselerdi. Konuşamayan dilleri tutulakalsaydı tümden... Keşke.
Böööhhhhhhhh
[Edited at 2011-01-21 23:52 GMT] ▲ Collapse | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish Nurullah Ataç | Jan 21, 2011 |
Kırklar ve elliler boyunca, «Türkçe» der demez akla gelen adlardan biri, Nurullah Ataç'tır. Ataç, Türkçe'nin özleşmesine, tek başına, belki kurumlardan fazla katkıda bulundu... Ataç'ın bu alanda yaptıklarına büsbütün yararsız demek de, tamamen yararlı demek de güçtür...
Ancak, dil üstüne düşünen, radikal ve militan tavır alan bir kişi olmanın ötesinde, usta bir yazardı Ataç. Bence asıl olumlu katkıları bu noktada aranmalıdır. İlkin, genel anlamda dil titizliğini birçok yazara kabul ettirmiş bir yazardır. Gelişigüzel ve hamasi laflar söylemeye karşı, daha öz Türkçeci olmadan önce de savaş açmıştı. Noktalama işaretlerinin kullanımında bile dikkatli olmak gerektiğini birçok yazar Ataç sayesinde öğrendi.
...
Türkçe cümle yapısı ile mümkün olabilecek çeşitlemeleri bir estet titizliğiyle sergiledi. Öteki konularda olduğu gibi burada da eleştiriye uğradı. «Devrik cümle» düşmanları belirdi. Oysa özellikle konuşulan dilde «devrik» denilen cümle tipi Türkçe'nin asli bir yapısal öğesidir. Ayrıca da Ataç, sözdiziminde çeşitleme yaparken hiçbir zaman mekanik olmamış, «devrik» cümle yaparken bununla her zaman özel bir nüans katmayı başarmıştır.
Kim yazmış bunları? Murat Belge! : )
(Linkini ben de tekrar vereyim yazının: http://turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/24.php )
Nurullah Ataç zaman makinesiyle gelip o sohbete katılabilseydi, Murat Belge'yle çok daha keyifli bir şekilde, teknik ve edebi meseleleri konuşur olurdu. "A benim şuyum buyum" değil.
Hatta okumadan, salt ideolojik yaklaşımla avuç patlatarak alkışlayan tezahürat yapanlara da "çocuklar, lütfen biraz sakin olun, bir Bay Murat Belge'yi dinleyeyim" demesi çok muhtemeldi.
Not: "Bay Murat Belge" vurguma dikkat edin. Bay ve Bayan hitaplarını Batı tarzında kullanmaktadır Nurullah Ataç. Yani şuursuz bir "özümüze dönelim" hezeyanının ötesinde, kendini toplumu modernleştirme misyonunun bir parçası olarak görmüş rahmetli.
Yani olay ona buna duygusal tavırlar geliştirmekle, yuhalamayla veya alkışlamayla olmuyor.
Biz, yani az veya çok mürekkep yalayanlara düşen ise biraz bu aydınları günah ve sevaplarıyla anlamaya çalışmak, bir tavır koyarken de belgelere dayanmaktır.
En azından Murat Belge'nin Nurullah Ataç konusunda yaptığı budur.
[Değişiklik saati 2011-01-21 21:27 GMT] | | | Şadan pusu kurma bak :)) | Jan 21, 2011 |
Ben bazı konularda -dille ilgili olarak- mütevaziliğe gerek yok, Murat Belge'den daha üstün ve de yetkinim (İngilizce, Osmanlıca hariç).
+
Ben TV sirkini yorumladım. Murat Belge'nin kişiliğini veya NURULLAH ATAÇ HAKKINDAKİ ÖVGÜSÜNÜ DEĞİL!!!
Bunu da unutma emi benim aslan kardeşim.
+
Senin orjinal, kendine has bilgi birikimin hiç yok mudur ki böyle ikide bir o şahsı bu şahsı, sırtını onların duvarına dayayarak, cansiparane savunu... See more Ben bazı konularda -dille ilgili olarak- mütevaziliğe gerek yok, Murat Belge'den daha üstün ve de yetkinim (İngilizce, Osmanlıca hariç).
+
Ben TV sirkini yorumladım. Murat Belge'nin kişiliğini veya NURULLAH ATAÇ HAKKINDAKİ ÖVGÜSÜNÜ DEĞİL!!!
Bunu da unutma emi benim aslan kardeşim.
+
Senin orjinal, kendine has bilgi birikimin hiç yok mudur ki böyle ikide bir o şahsı bu şahsı, sırtını onların duvarına dayayarak, cansiparane savunuyorsun?
Yaş kaç? 20'lik misin aziz dostum. Kendine gel lütfennn
Sen duygusalsın evet, ben parasal..
I love yu
Bu arada memleket neresi? Sakıncası yoksa. Anadolu'ya (İstanbul Anadolusu değil) bir kinin mi var? Öztürkçen zayıf gibi, yanılıyor muyum?
Anadolu'yu ne kadar tanıyorsun? Tiyatro salonları ve Boğaziçi Üniv'inde mi öğrendin Türkçe'yi?
Kızmadan, köpürmeden bi yaz bakalım da herkes okusun
Selam
Sadan Oz wrote:
Kırklar ve elliler boyunca, «Türkçe» der demez akla gelen adlardan biri, Nurullah Ataç'tır. Ataç, Türkçe'nin özleşmesine, tek başına, belki kurumlardan fazla katkıda bulundu... Ataç'ın bu alanda yaptıklarına büsbütün yararsız demek de, tamamen yararlı demek de güçtür...
Ancak, dil üstüne düşünen, radikal ve militan tavır alan bir kişi olmanın ötesinde, usta bir yazardı Ataç. Bence asıl olumlu katkıları bu noktada aranmalıdır. İlkin, genel anlamda dil titizliğini birçok yazara kabul ettirmiş bir yazardır. Gelişigüzel ve hamasi laflar söylemeye karşı, daha öz Türkçeci olmadan önce de savaş açmıştı. Noktalama işaretlerinin kullanımında bile dikkatli olmak gerektiğini birçok yazar Ataç sayesinde öğrendi.
...
Türkçe cümle yapısı ile mümkün olabilecek çeşitlemeleri bir estet titizliğiyle sergiledi. Öteki konularda olduğu gibi burada da eleştiriye uğradı. «Devrik cümle» düşmanları belirdi. Oysa özellikle konuşulan dilde «devrik» denilen cümle tipi Türkçe'nin asli bir yapısal öğesidir. Ayrıca da Ataç, sözdiziminde çeşitleme yaparken hiçbir zaman mekanik olmamış, «devrik» cümle yaparken bununla her zaman özel bir nüans katmayı başarmıştır.
Kim yazmış bunları? Murat Belge! : )
(Linkini ben de tekrar vereyim yazının: http://turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/24.php )
Nurullah Ataç zaman makinesiyle gelip o sohbete katılabilseydi, Murat Belge'yle çok daha keyifli bir şekilde, teknik ve edebi meseleleri.
Hatta okumadan, salt ideolojik yaklaşımla avuç patlatarak alkışlayan tezahürat yapanlara da "çocuklar, lütfen biraz sakin olun, bir Bay Murat Belge'yi dinleyeyim" demesi çok muhtemeldi.
Not: " Bay Murat Belge" vurguma dikkat edin. Bay ve Bayan hitaplarını Batı tarzında kullanmaktadır Nurullah Ataç. Yani şuursuz bir "özümüze dönelim" hezeyanının ötesinde, kendini toplumu modernleştirme misyonunun bir parçası olarak görmüş rahmetli.
Yani olay ona buna duygusal tavırlar geliştirmekle, yuhalamayla veya alkışlamayla olmuyor.
Biz, yani az veya çok mürekkep yalayanlara düşen ise biraz bu aydınları günah ve sevaplarıyla anlamaya çalışmak, bir tavır koyarken de belgelere dayanmaktır.
En azından Murat Belge'nin Nurullah Ataç konusunda yaptığı budur.
[Edited at 2011-01-21 22:52 GMT] ▲ Collapse | |
|
|
Şadan Öz Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish
Adnan demiş ki:
Öztürkçen zayıf gibi, yanılıyor muyum?
Anadolu'yu ne kadar tanıyorsun? Tiyatro salonları ve Boğaziçi Üniv'inde mi öğrendin Türkçe'yi?
Kızmadan, köpürmeden bi yaz bakalım da herkes okusun
: ) Nesine kızayım köpüreyim ki bu sözlerin? Hadi iyi geceler. | | | İyi geceler aziz dostum Şadan | Jan 21, 2011 |
Bu arada aklında olsun senin çevre geniştir, Baskça-Türkçe çevirmen, dilmaç, tercüman filan lazım olursa bana paslayıverirsen çok sevinirim. Verdiğin yanıt için de çok sağol
Baskça fiyatım şudur: 22 satır 1 sayfa= 1500 TL. Belki ''guru dilcilerimizi'' merak filan sarar da Baskça (NeTeVe dahil) gerekli olabilir, bendeki dil yani ...
Neyse
Selamlar, iyi geceler
Seni seviyorum üstadım.
Sadan Oz wrote:
Adnan demiş ki:
Öztürkçen zayıf gibi, yanılıyor muyum?
Anadolu'yu ne kadar tanıyorsun? Tiyatro salonları ve Boğaziçi Üniv'inde mi öğrendin Türkçe'yi?
Kızmadan, köpürmeden bi yaz bakalım da herkes okusun
: ) Nesine kızayım köpüreyim ki bu sözlerin? Hadi iyi geceler.
[Edited at 2011-01-21 22:29 GMT] | | | aydin kaya Local time: 09:54 English to Turkish + ... müsaadenizle | Jan 21, 2011 |
Adnan Özdemir wrote:
Ben bazı konularda -dille ilgili olarak- mütevaziliğe gerek yok, Murat Belge'den daha üstün ve de yetkinim (İngilizce, Osmanlıca hariç).
+
Ben TV sirkini yorumladım. Murat Belge'nin kişiliğini veya NURULLAH ATAÇ HAKKINDAKİ ÖVGÜSÜNÜ DEĞİL!!!
Bunu da unutma emi benim aslan kardeşim.
+
Senin orjinal, kendine has bilgi birikimin hiç yok mudur ki böyle ikiye bir o şahsı bu şahsı, sırtını onların duvarına dayayarak, cansiparane savunuyorsun?
Yaş kaç? 20'lik misin aziz dostum. Kendine gel lütvenn 
Sen duygusalsın evet, ben parasal..
I love yu
Bu arada memleket neresi? Sakıncası yoksa. Anadolu'ya (İstanbul Anadolusu değil) bir kinin mi var? Öztürkçen zayıf gibi, yanılıyor muyum?
Anadolu'yu ne kadar tanıyorsun? Tiyatro salonları ve Boğaziçi Üniv'inde mi öğrendin Türkçe'yi?
Kızmadan, köpürmeden bi yaz bakalım da herkes okusun
Adnan Bey saydığı bütün bu kişilerden daha yetkindir. Onun o yüksek IQ seviyesi (197?) karşısında söylediklerini aynen kabul edip benimsememiz bizim insanlık görevimizdir. Muhtemelen Türkiye'de tek ve dünyada birkaç tane bulunabilen bu kadar yüksek bir iq insanı çok pervasız yapabiliyor. | | | Hepimiz insanız Aydın Bey... | Jan 21, 2011 |
Nedir bu ikiye 1, Murat Belge, Murat Belge, Murat Belge + Çevirmen Ahmet Cemal, Ahmet Cemal, Ahmet Cemal, Ahmet Cemal... Kimdir bunlar? Bunlar insan değil midir? Bunların söyledikleri tartışmasız kabul mu edilmelidir? 197 sakladığım IQ, Gerçeğini buraya yazmayayım. Gerek yok
+
Bazen mütevazi olmaya gerek yok Aydın Bey. Birilerinin TV sirkini elimizde iş varken 7-8 saat tartışmak istememek de benim hak... See more Nedir bu ikiye 1, Murat Belge, Murat Belge, Murat Belge + Çevirmen Ahmet Cemal, Ahmet Cemal, Ahmet Cemal, Ahmet Cemal... Kimdir bunlar? Bunlar insan değil midir? Bunların söyledikleri tartışmasız kabul mu edilmelidir? 197 sakladığım IQ, Gerçeğini buraya yazmayayım. Gerek yok
+
Bazen mütevazi olmaya gerek yok Aydın Bey. Birilerinin TV sirkini elimizde iş varken 7-8 saat tartışmak istememek de benim hakkım. Elbette ki arada bir, bildiklerimi ve/veya bilmediklerimi göstereceğim yeri geldikçe Ayrıca, kendimi ne kadar ağır şekilde eleştirdiğim forum yazılarımda görülebilir. Kimse mükemmel değildir. Hepimizin eksik yönleri -hem de tonlarca- vardır. Madem konu buralara kadar geldi, şunu da ekleyeyim: Hemen hergün kendimle dalga geçmeye bayılırım. imho+bence.
Sağolun, iyi geceler.
aydin kaya wrote:
Adnan Özdemir wrote:
Ben bazı konularda -dille ilgili olarak- mütevaziliğe gerek yok, Murat Belge'den daha üstün ve de yetkinim (İngilizce, Osmanlıca hariç).
+
Ben TV sirkini yorumladım. Murat Belge'nin kişiliğini veya NURULLAH ATAÇ HAKKINDAKİ ÖVGÜSÜNÜ DEĞİL!!!
Bunu da unutma emi benim aslan kardeşim.
+
Senin orjinal, kendine has bilgi birikimin hiç yok mudur ki böyle ikiye bir o şahsı bu şahsı, sırtını onların duvarına dayayarak, cansiparane savunuyorsun?
Yaş kaç? 20'lik misin aziz dostum. Kendine gel lütvenn 
Sen duygusalsın evet, ben parasal..
I love yu
Bu arada memleket neresi? Sakıncası yoksa. Anadolu'ya (İstanbul Anadolusu değil) bir kinin mi var? Öztürkçen zayıf gibi, yanılıyor muyum?
Anadolu'yu ne kadar tanıyorsun? Tiyatro salonları ve Boğaziçi Üniv'inde mi öğrendin Türkçe'yi?
Kızmadan, köpürmeden bi yaz bakalım da herkes okusun
Adnan Bey saydığı bütün bu kişilerden daha yetkindir. Onun o yüksek IQ seviyesi (197?) karşısında söylediklerini aynen kabul edip benimsememiz bizim insanlık görevimizdir. Muhtemelen Türkiye'de tek ve dünyada birkaç tane bulunabilen bu kadar yüksek bir iq insanı çok pervasız yapabiliyor.
[Edited at 2011-01-22 16:00 GMT] ▲ Collapse | |
|
|
Sahin Beygu Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish Söylesem tesiri yok, söylemesem... | Jan 21, 2011 |
Televizyondaki o kuru laf kalabalığına iki satır yeter diye düşünmüştüm ama buradaki sohbete dair de iki satır (paragraf?) eklemeden olmayacak.
Belge'nin 82'den kalma yazısı, hala bu ülkenin sınıfsal sorumluluk taşıyan aydın çevresinden tam olarak kopmadığı, 70'lerde yaptığı gerçekten başarılı çevirilerin henüz mürekkebinin kurumadığı, reel siyaset kavramı üzerinden avama sırtını dönüp küresel sermaye politikalarına bağlanmadığı bir döneme... See more Televizyondaki o kuru laf kalabalığına iki satır yeter diye düşünmüştüm ama buradaki sohbete dair de iki satır (paragraf?) eklemeden olmayacak.
Belge'nin 82'den kalma yazısı, hala bu ülkenin sınıfsal sorumluluk taşıyan aydın çevresinden tam olarak kopmadığı, 70'lerde yaptığı gerçekten başarılı çevirilerin henüz mürekkebinin kurumadığı, reel siyaset kavramı üzerinden avama sırtını dönüp küresel sermaye politikalarına bağlanmadığı bir döneme ait. Onu bugüne taşıyan güdülerin ipuçlarını verse de, "dilbilim bize bir dilin kendi başına «zengin» veya «yoksul» olmayacağını söyler" gibi şu anda altına imza atmayacağı hatta tamamen karşısında duracağı pek çok düşünce barındıran bir yazı.
Bugün düştüğü durumu görünce keşke ardında daha iyi bir miras bırakabileceği çevirmenlik etkinliğini hiç bırakmasaydı diyebiliyorum.
Televizyon programlarının sığlığı konusunda ise tümüyle aciz yani adı üzerinde seyirci durumdayız. Tribünlere oynamadan kolaycı kalıplarla meddahlık etmeden aydın namusu ve sorumluluğu taşıyarak ter dökenlerin itibar görmediği hatta hedef haline getirildiği bir düşünsel ortamda başka türlüsü mümkün mü? ▲ Collapse | | | silifke63 (X) Turkish to English + ...
Adı üstünde adamın Belge, eh bi de yanına "noter" alıp çıkınca kanala "aslı gibi" oluyor.
Şimdi adı subtitling oldu.
Karikatür bilirim, bundan belki 20 yıl evvel görmüştüm.
Kediler doldurmuş salonu, perdede iki köpek konuşuyor "hav hav", altyazıda "miyav miyav".
Eleştirmenleri severim, hele sanat eleştirmenlerini:
"Üstad, burada maviyle griyi öyle bir kullanmış ki, siyah bile sönük kalmış; ışıl ışıl sokak ... See more Adı üstünde adamın Belge, eh bi de yanına "noter" alıp çıkınca kanala "aslı gibi" oluyor.
Şimdi adı subtitling oldu.
Karikatür bilirim, bundan belki 20 yıl evvel görmüştüm.
Kediler doldurmuş salonu, perdede iki köpek konuşuyor "hav hav", altyazıda "miyav miyav".
Eleştirmenleri severim, hele sanat eleştirmenlerini:
"Üstad, burada maviyle griyi öyle bir kullanmış ki, siyah bile sönük kalmış; ışıl ışıl sokak lambasının altında bir karakedi gölgesi gibi".
"Ama zaten hep öyle değil miydi? Üstadımız düşüncelerini, insanları düşünmeye sevk etmek için en ince ayrıntısına kadar düşünüp taşındıktan sonra düşünmeden pat diye ifade eder."
"Patavatsız mı, demek istiyorsunuz?"
"Ne münasebet, bir kere Süreyya'nın seyahatnamesinde Patavat adının yörede yetişen yamuk yumuk patateslerden geldiğini herkes bilir".
"Evet, evet. Ben bir yerde okumuştum. Daha sonra... şimdi tam hatırlamıyorum, Cenevizliler galiba, söktürüyor fidelerin tamamını, e tabi patates kalmayınca patavatsız oluyor"
"Ne kalmıyor? Yamuk yumuk şeylerden mi?"
"Hayır efendim, patates.."
"Üstadım, yamuk olmayan patates mi olur, doğasında var."
"Olmaz mı, efendim. Bakın burada Hülya Hanıma söz hakkı doğdu"
"AAA, ne alaka patatesten şimdi bana söz hakkı, hiç de üstüme almıyorum"
"Süremiz daralıyor, bir reklam arası................................................."
"Daralan sürenin arasına 3 programlık reklam sığdırdınız"
"Reklamların süresi daralmıyodu ki, bizim süre reklamların süresi bollaştığı için daralıyordu".
"Dar dediniz de aklıma geldi, bu senenin kreasyonlarında ne kadar dar kesime ağırlık verilmiş"
"Dar deyip geçmeyin ama, dar olabilir, o kesim neticede toplumun önemli bir kesimi"
......... ▲ Collapse | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish
Şahin Beygu demiş ki:
Söylesem tesiri yok, söylemesem...
Belge'nin 82'den kalma yazısı, hala bu ülkenin sınıfsal sorumluluk taşıyan aydın çevresinden tam olarak kopmadığı, 70'lerde yaptığı gerçekten başarılı çevirilerin henüz mürekkebinin kurumadığı, reel siyaset kavramı üzerinden avama sırtını dönüp küresel sermaye politikalarına bağlanmadığı bir döneme ait.
...
Televizyon programlarının sığlığı konusunda ise tümüyle aciz yani adı üzerinde seyirci durumdayız. Tribünlere oynamadan kolaycı kalıplarla meddahlık etmeden aydın namusu ve sorumluluğu taşıyarak ter dökenlerin itibar görmediği hatta hedef haline getirildiği bir düşünsel ortamda başka türlüsü mümkün mü?
Teşekkürler. Bu yazdıklarınızın tesiri var inanın. En azından, sevelim-sevmeyelim (bunca sözden sonra şaşırabilir okuyanlar, şahsen hazzetmem Murat Belge'den), kültür-edebiyat dünyamıza çevirileriyle bile buradaki pek çoğumuzdan çok daha fazla değer katmış insanları iki satır yazıyla kesip biçmek üzere malzeme vermediği için güzel tesiri var.
Yine, Şahin Beygu demiş ki:
Bugün düştüğü durumu görünce keşke ardında daha iyi bir miras bırakabileceği çevirmenlik etkinliğini hiç bırakmasaydı diyebiliyorum.
Katılıyorum. Ama o miras yine bizimdir. Daha iyisi, daha çoğu olurdu, olmazdı ayrı konu. Ahmet Cemal meselesi bu başlık altında geçmedi (bkz. "Çevirmen Bunalımı" konusu) ama onun için dediğim gibi, her ne olursa olsun, bu adamlar için bizdendir diyebildiğim bir nokta var. Ben, düşman kampın türküsünü söylese bile, bu adamlardan (Ahmet Cemal'i de katmış gibi oluyorum, yok böyle bir durum tabii; sadece genelleme için çoğul kullandım) her seferinde bir şeyler buluyorum. Bir tavır var, bir birikim kendini ortaya koyuyor.
O nedenle, muhtelif konulara değinilen ve zaten bir kahve muhabbeti tadında tasarlanmış programlara belgesel misyonu yüklemeden, vermek istediği tadı alarak yaklaşmanın sakıncası olmadığı gibi, ruh halimize, zihnimize daha olumlu katkı yapacağını düşünüyorum.
[Değişiklik saati 2011-01-22 13:19 GMT] | | | @Şadan, beynimi nasıl kull., kimi nerede geçireceğimi sana mı soracağım aziz dostum? | Jan 22, 2011 |
IMHO-Bence
Yerinde sayan,
Kendi kendilerini yanlışlayan
Geyikleyen insanlar
Kime göre?
Bana göre, bence, imho.
Murat Belge, Ahmet Cemal, Adnan Özdemir.... kimse bunları eleştirmemek, sevmek zorunda değil...
Pazara gitmem lazım. Manavdan tuzlu oluyor.
Selam eder saygılarımı sunarım Şadan.
Sadan Oz wrote:
Şahin Beygu demiş ki: Söylesem tesiri yok, söylemesem...
Belge'nin 82'den kalma yazısı, hala bu ülkenin sınıfsal sorumluluk taşıyan aydın çevresinden tam olarak kopmadığı, 70'lerde yaptığı gerçekten başarılı çevirilerin henüz mürekkebinin kurumadığı, reel siyaset kavramı üzerinden avama sırtını dönüp küresel sermaye politikalarına bağlanmadığı bir döneme ait.
...
Televizyon programlarının sığlığı konusunda ise tümüyle aciz yani adı üzerinde seyirci durumdayız. Tribünlere oynamadan kolaycı kalıplarla meddahlık etmeden aydın namusu ve sorumluluğu taşıyarak ter dökenlerin itibar görmediği hatta hedef haline getirildiği bir düşünsel ortamda başka türlüsü mümkün mü?
Teşekkürler. Bu yazdıklarınızın tesiri var inanın. En azından, sevelim-sevmeyelim (bunca sözden sonra şaşırabilir okuyanlar, şahsen hazzetmem Murat Belge'den), kültür-edebiyat dünyamıza çevirileriyle bile buradaki pek çoğumuzdan çok daha fazla değer katmış insanları iki satır yazıyla kesip biçmek üzere malzeme vermediği için güzel tesiri var.
Yine, Şahin Beygu demiş ki:
Bugün düştüğü durumu görünce keşke ardında daha iyi bir miras bırakabileceği çevirmenlik etkinliğini hiç bırakmasaydı diyebiliyorum.
Katılıyorum. Ama o miras yine bizimdir. Daha iyisi, daha çoğu olurdu, olmazdı ayrı konu. Ahmet Cemal meselesi bu başlık altında geçmedi (bkz. "Çevirmen Bunalımı" konusu) ama onun için dediğim gibi, her ne olursa olsun, bu adamlar için bizdendir diyebildiğim bir nokta var. Ben, düşman kampın türküsünü söylese bile, bu adamlardan (Ahmet Cemal'i de katmış gibi oluyorum, yok böyle bir durum tabii; sadece genelleme için çoğul kullandım) her seferinde bir şeyler buluyorum. Bir tavır var, bir birikim kendini ortaya koyuyor.
O nedenle, muhtelif konulara değinilen ve zaten bir kahve muhabbeti tadında tasarlanmış programlara belgesel misyonu yüklemeden, vermek istediği tadı alarak yaklaşmanın sakıncası olmadığı gibi, ruh halimize, zihnimize daha olumlu katkı yapacağını düşünüyorum.
[Değişiklik saati 2011-01-22 13:16 GMT] | |
|
|
@Şadan: Olmadı mı üstadım, sana mı soracağım kimi hangi başlık altında eleştireceğimi | Jan 22, 2011 |
Hakedene ettiği lafı nasıl sokacağımı, nasıl eleştireceğimi...
Sana mı soracağım?
Haddine mi?
Lütfen yanıtlarsan sevinirim | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 09:54 English to Turkish
Neyi yanıtlayayım? Neyi bana soracaksın? : ) | | | @ Şadan: Kimi hangi başlık altında, nasıl eleştireceğimi... | Jan 22, 2011 |
Kime nasıl saldıracağımı,
Kimi sevip sevmeyeceğimi,
Eleştirimin sınırlarını sana mı soracağım?
Ne dersin?
Sadan Oz wrote:
Neyi yanıtlayayım? Neyi bana soracaksın? : ) | | | Pages in topic: < [1 2 3 4 5] > | To report site rules violations or get help, contact a site moderator: You can also contact site staff by submitting a support request » Dil ve düşünce No recent translation news about Türkiye. |
Anycount & Translation Office 3000 | Translation Office 3000
Translation Office 3000 is an advanced accounting tool for freelance translators and small agencies. TO3000 easily and seamlessly integrates with the business life of professional freelance translators.
More info » |
| TM-Town | Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business
Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.
More info » |
|
| | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | |