This site uses cookies.
Some of these cookies are essential to the operation of the site,
while others help to improve your experience by providing insights into how the site is being used.
For more information, please see the ProZ.com privacy policy.
This person has a SecurePRO™ card. Because this person is not a ProZ.com Plus subscriber, to view his or her SecurePRO™ card you must be a ProZ.com Business member or Plus subscriber.
Affiliations
This person is not affiliated with any business or Blue Board record at ProZ.com.
English to Turkish: medical translation General field: Medical Detailed field: Medical (general)
Source text - English Pesticides and Plastics
Possibly one of the most underestimated contributors to the epidemic of cancer is the combined effect of humanity’s exposure tomanufactured chemicals.However,t his statement must be qualified for two reasons.Firstly, we know remarkably littleabout most of the thousands of chemicals to which we are all unwittingly exposed, and virtually nothing about their effects in combination. Secondly, some of the cancer research organisations are very closely linked to, and funded by,the medical/industrial chemical industry who can influence the direction of their research; consequently, little research is being done into the effects of such chemicals. However, the investigations that have been done raise some serious questions about certain pesticides and chemicals, particularly thoseused in the plastics industry.
Problem pesticides
Currently, the three areas of most concern in relation to pesticides are their links with breast cancer,childhood cancers and increased cancerincidence among farmers. Each year in the UK 12,000 women die of breast cancer.A study by Greenpeace and several women’s groups looked at the possible links between various environmental pollutants and breast cancer.
They found that women have up to ten times the normal risk of getting cancer when they are shown to have high levels of pesticides and other toxic chemicals in their body. The groups specifically looked at dioxin, PCB and DDT.These chlorine based chemicals–organochlorines –are commonly found in fish and waterfowl and can end up in many women’s diets.The researchers say that when similar chemicals were banned in Israel,breast cancer rates dropped sharply.It may surprise you to know that almost half of all food eaten throughout Europe is contaminated by pesticides. Currently licensed pesticides include known and suspected carcinogens and hormone-disrupting chemicals. Infants,children,pregnant women and the developing foetusare particularly vulnerable to pesticides. Let’s consider some of the facts:
•The annual application of synthetic pesticides to food cropsin the European Union (EU) exceeds 140,000 tonnes. This amount corresponds to 280g (10oz )per EU citizen per year.
•Morethan 300 different pesticides are known to contaminate food products in the EU.
•In 1993, Pesticides News (a PAN publication, see Resources) listed 70 possible carcinogens–now the list has grown to over 240
•One out of 20 food items exceeds the current EU limit for an individual pesticide.
•Over 25 percent of fruits, vegetables and cereals are known to contain detectable residues of at least two pesticides.
•Processed food and non-organic baby foods are also commonly contaminated.
•Several approved pesticides are considered carcinogenic and may contribute to the development of malignant diseases,such as breast cancer ,coloncancer, leukaemia and lymphomas.
If that list doesn’t convince you to eat organic, nothing will!
Translation - Turkish Tarım İlaçları ve Plastikler
İnsanoğlunun imal edilen kimyasallara maruz kalmasıyla ortaya çıkan birleşik etki, kanserin yayılmasında en çok göz ardı edilen muhtemel sebeplerden biridir. Ancak bu durum, iki nedenden ötürü ele alınmalıdır. İlki; farkında olmadan maruz kaldığımız binlerce kimyasal hakkında çok az bilgiye sahip olmamız ve bu kimyasalların ortaya çıkan etkileri hakkında ise açıkça hiçbir bilgimizin olmamasıdır. İkinci olarak; pek çok kanser araştırma kuruluşunun, araştırmalarının yönünü değiştirebilecek medikal/endüstriyel kimyasal sanayi ile yakın ilişki içinde olması ve bunlar tarafından finanse edilmesidir. Neticede; söz konusu kimyasalların etkileri hakkında çok az araştırma yürütülmektedir. Bununla beraber; yapılan incelemeler, belirli tarım ilaçları ve kimyasallar hakkında-özellikle plastik sanayide kullanılanlar- ciddi soruları da beraberinde getirmektedir.
Sorunlu Tarım İlaçları
Mevcut durumda; tarım ilaçları ile ilgili üç endişe veren konu, söz konusu ilaçların meme kanseri, çocukluk çağı kanseri ve çiftçiler arasında artan kanser oranları ile ilişkisidir. İngiltere'de her yıl 12.000 kadın meme kanserinden dolayı hayatını kaybediyor. Greenpeace ve birkaç kadın topluluğunca yürütülen bir çalışmada, meme kanserinin çok çeşitli çevresel kirleticilerle arasındaki muhtemel ilişki incelenmiştir.
Araştırmanın ulaştığı sonuçta; kadınların, vücutlarında yüksek seviyede tarım ilacı ve diğer toksik kimyasallar bulunduğunda normalden on kat daha fazla kanser riski taşıdıkları ortaya çıkmıştır. Araştırmacı topluluklar özellikle dioksin, PCB ve DDT değerlerini incelemişlerdir. Bu klor bazlı kimyasallar-organoklorlar- balık ve su kuşlarında yaygın olarak bulunup, kadınların beslenmelerinde ortaya çıkabilmektedir. Araştırmacılar; benzer kimyasalların İsrail'de yasaklanmasının ardından, meme kanseri oranlarında keskin bir düşüş yaşandığını ortaya koymuşlardır. Bugün neredeyse Avrupa'nın yarısında tüketilmekte olan gıdalara tarım ilacı bulaştığını bilmek sizleri şaşırtabilir. Mevcut lisanslı tarım ilaçları, bilinen ve şüpheli kanserojen maddeler ile hormon bozan kimyasallar içermektedir. 0-12 ay arası bebekler, çocuklar, hamileler ve anne karnındaki fetüsler bu tarım ilaçlarına karşı açıkça savunmasızdırlar. Şimdi bazı bulguları gözden geçirelim:
•Avrupa Birliği'nde (AB) gıda ürünlerine uygulanan yıllık sentetik tarım ilacı miktarı 140.000 tonu aşmaktadır. •Bu miktar her AB vatandaşı için yıllık 280g'a denk gelmektedir.
•AB'de 300'den fazla tarım ilacı çeşidinin gıda ürünlerine bulaştığı bilinmektedir.
•1993'te, Pesticides News 70 muhtemel kanserojen madde listelemiş, bu liste şimdi 240 maddeye çıkmıştır.
•Gıda ürünlerinin 20'de biri AB'nin her bir tarım ilacı için koyduğu sınırı aşmaktadır.
•Meyve, sebze ve tahılların %25'inden fazlasının, açıkça en az iki tarım ilacı kalıntısı içerdiği bilinmektedir.
•İşlenmiş gıdalar ve inorganik bebek mamalarına da yaygın olarak bu ilaçlar bulaşmaktadır.
•Pek çok onaylanmış tarım ilacının kanserojen olduğu düşünülmektedir ve bu ilaçlar; meme kanseri, kolon kanseri, lösemi ve lenfoma gibi ölümcül hastalıkların oluşmasını kolaylaştırabilmektedir.
Eğer bu listedekiler sizleri organik tüketime ikna edemediyse, başka hiçbir şey edemeyecektir!
English to Turkish: Children's Literature and Translation General field: Social Sciences Detailed field: General / Conversation / Greetings / Letters
Source text - English Children’s literature and translation
Cecilia Alvstad
University of Oslo
“Translation of Children’s Literature” is the dominant label for this area of study that some scholars prefer to label “Translation for Children” or “Translating for Children” since such labels emphasize that children are intended readers, not a textual trait. Translation of children’s literature is characterized by a series of traits. Among these, the most commonly treated by scholars in the field are: (1) cultural context adaptation, (2) ideological manipulation, (3) dual readership (the targeted audience includes both children and adults), (4) features of orality, and (5) the relationship between text and image.
1. Cultural context adaptation
Cultural context adaptation is Klingberg’s (1986) term for modifications that aim to adjust a text to the prospective readers’ frames of reference. The category includes the use of literary references, foreign languages, historical background, flora and fauna, proper names, weights and measures and other culture-specific phenomena. Klingberg argues that children’s literature, as a rule, “is produced with a special regard to the (supposed) interests, needs, reactions, knowledge, reading ability and so on of the intended readers” (Klingberg 1986: 11). Since the cultural contexts of the source and target texts’ readers differ, the target text will become difficult to understand or less interesting if the translator of a children’s text does not adapt it to the prospective target readers’ frames of reference. On the other hand, Klingberg also stresses that one of the main pedagogical goals with translated children’s literature is that it may further young readers’ international outlook and understanding. If translators adapt all cultural elements, such understanding will not be enhanced.
Most studies on culture-specific phenomena in translations of children’s literature, also recent studies carried out within descriptive and/or functional frameworks, point at a certain loss for the child reader when cultural phenomena are reproduced without context adaptation. Studies on cultural elements thus make evident a (supposed) need for cultural context adaptation in translation for children. However, and as already pointed out by Klingberg (1986: 10), “the struggle between consideration for the original text and regard for the intended readers is […] as old as translation itself.” Adaptation and domestication are however not negative or positive as such, which translation strategy or strategies to choose depends rather on the translation project as a whole: whether e.g., readability is more important than a historical and/or foreign atmosphere has to do with the specific translation project, the translation situation and the translator’s image of children (Oittinen 2000: 91).
Translation - Turkish Çocuk Edebiyatı ve Çeviri
Cecilia Alvstad
Oslo Üniversitesi
'Çocuk Edebiyatı Çevirisi' bazı uzmanların, çocukların metinsel bir karakter değil, hedef okur kitlesi olduğunu vurgulamak için 'Çocuklar İçin Çeviri' ya da 'Çocuklara Yönelik Çeviri' olarak tanımladığı, çeviri alanına yönelik genel bir nitelemedir. Çocuk Edebiyatı Çevirisi bir çok özellikle karakter kazanır. Bunların arasında uzmanların üzerinde en çok araştırma yaptığı alanlar şunlardır: (1) kültürel bağlam uyarlaması, (2) ideolojik manipülasyon, (3) ikili okur kitlesi (hedef kitle hem çocukları hem de yetişkinleri kapsar.), (4) sözel özellikler ve (5) metin ile resim arasındaki ilişki.
1. Kültürel Bağlam Uyarlaması
Kültürel bağlam uyarlaması; Klingberg'in (1986) metni hedef kitlenin referans çerçevesine göre uyarlamayı amaçlayan değişiklikler için kullandığı bir terimdir. Bu kategori; edebi kaynakları, yabancı dilleri, tarihsel geçmişi, çevresel özellikleri, uygun isimleri, ağırlık ve ölçü birimlerini ve diğer kültüre özgü fenomenleri içerir. Klingberg, çocuk edebiyatı metinlerini 'beklenen ilgi, ihtiyaç,tepki, bilgi birikimi, okuma yeteneği ve diğer hedef okur ile ilgili özel durumları hesaba katarak çevirmenin' bir kural olduğunu savunur. (Klingberg 1986: 11). Kaynak ve hedef okuyucuların kültürel çevreleri farklılık gösterdiğinden, çocuk edebiyatı çevirisinde çevirmenin metni hedef kitlenin referans çerçevesine göre adapte etmemesi, metnin anlanmasını zorlaştırır ve metni daha az ilgi çekici hale getirir. Diğer bir yandan; Klingberg çocuk edebiyatı çevirisindeki pedagojik amaçlardan birinin, genç okurların uluslararası bakış açısını ve kavrayışını güçlendirmek olduğunu da savunur. Eğer çevirmen tüm kültürel öğeleri hedef kültürdeki halleri ile kullanırsa, bu tarz bir kavrayış geliştirilemeyecektir.
Çocuk edebiyatındaki kültüre özgü fenomenleri ele alan birçok çalışma, betimleyici ve işlevsel çerçevede yürütülen son zamanlardaki çalışmalar da buna dahil olmak üzere, kültürel fenomenlerin, bağlam uyarlaması dikkate alınmadan çevirisi yapılığında çocuk okuyucu sayısında ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çeker. Kültürel ögeler üzerinde yapılan çalışmalar bu sebepten dolayı, çocuk edebiyatı çevirisinde kültürel bağlam uyarlamasının bir ihtiyaç olduğunu kanıtlar. Ancak, Klingberg'in (1986:10) daha önce de ifade ettiği gibi; 'Kaynak metne verilecek karşılık ve hedef okuyucuyu göz önünde bulundurma arasındaki çatışma […] çevirinin kendisi kadar eskiye dayanır.' Bununla beraber; çeviri uyarlaması ve yerlileştirilmesi negatif ya da pozitif olarak sınıflandırılamaz. Bağlantılı şekilde; hangi çeviri stratejisi ya da stratejilerinin seçileceği, daha çok bir bütün halindeki çeviri projesine bağlıdır: belirli bir çeviri projesinde okunurluğun mu yoksa tarihsel ve dışsal atmosferin mi daha önemli olduğu, çeviri durumu ve çevirmenin kafasındaki çocuk imgesi gibi örnekler yapılan projeyle ilişkilidir(Oittinen 2000: 91).
More
Less
Translation education
Bachelor's degree - istanbul 29 mayıs university
Experience
Years of experience: 8. Registered at ProZ.com: Nov 2017.
I studied translation and interpreting at İstanbul 29 Mayıs University. I would like to make translations that offer new opportunities for career development and progression. My main aims are to improve my translation competence and to get experienced by using my language skills and cultural understanding.
I have translated texts both from english to turkish and from turkish to english. In my translations, i particularly focus on creating equivalence between source and target texts. Punctuality is also vital for me. I have translated informative, expressive and operative texts. I prefer to translate informative and operative texts. I am much more experienced in this type of texts.