Reference: "Cycloramic" demişken ve Teknik Türkçenin yetersizliği savı hakkında...
Reference information: Teknik konularda Türkçenin yetersiz olduğu savına katılmıyorum. Almanca çok mu güzel bir teknik dil! Onca yıldır teknik konuları çevirirken imanım gevriyor, üşenmeden İng-Alm karşılaştırmalara da bakmaya çalışıyorum. Teknik Almanca çok ÖzAlmanca. Olması gerekeni yapıyor Almanlar. Bizler de yapmalıyız. İşlenmeyen-işletilmeyen dil nasıl bir teknik gelişme gösterebilir? Teknik Türkçede alacağımız daha çok yol var. Buna da şükür diyorum. Bu"Cycloramic" kimbilir kim tarafından uyduruldu ve adına da yaratım dendi. Çevirirken işte böyle ne desek ki dediğimiz çok "yaratım" var İngilizcede. Bir sistem üretsem ve adına da ÇekBAk360 desem... Ne diyeceklerini kestiriebiliyorum. -Ağbi olmaz abi bee, Olabilseydi Amerikalılar, Almanlar filan uydururdu diyeceklerdir. Yaygın kullanım konusu var bir de: Yaygın kullanılan bir sözcüğü kullanmamak, ender bir sözcüğü kullanmak, illa yanlış demek değildir.. Sağlıkla kalın.
-------------------------------------------------- Note added at 21 hrs (2016-03-26 08:45:18 GMT) --------------------------------------------------
Bu internette aradığımız, beğendiğimiz, beğenmediğimiz çok hit veren, az hit veren, hiç hit vermeyen sözcükleri kimler üretiyor? Gökten zembille mi iniyor bunlar? BT türkçesinde bayağı bir yol aldık. Nasıl aldık bu yolu: Zamanında müdahale edilebildi. Microsoft, yazılımlarını birçok dile de çevirme ilkesini benimsedi... Başladık bunlara karşılık aramaya, uydurmaya, bulmaya... Sonra yazılım dünyası çok çeşitlendi, bunların Türkçeye çevrilmesi gereği duyuldu... filan. Bilgi saymayan "bilgisayarı" zamanında tutmasaydık, tutundurmasaydık şimdilerde: Kompütür, kompyuta, ordenador, ordenadora, rehner, rehnaa, Rechner filan diyor olabilirdik. Örnekler çoğaltılabilir...
-------------------------------------------------- Note added at 21 hrs (2016-03-26 08:59:04 GMT) --------------------------------------------------
Biraz da türkçenin yapım eklerine, genetiğine filan çalışmalıyız. Anadili Türkçe olan halk eski zamanlarda yoğun hayvancılık geleneğinin olduğu dönemlerde hayvanlarına ne adlar üretmiş-türetmiş uydurmuş... Bunların bir kısmını çocukken yaşayarak görebildiğim için şanslı sayılırım... Örneğin, oğlaktan-5 yaşındaki keçiye kadar, yöresine göre neler üretmiş neler.. Sorun şu bence: Türkçede nasıl sözcük/kelime word/Wort üretilirin öğrenilmesi gerekiyor. "Aygıt" örneğin bu halkın bulduğu güzel bir terim. Biz okumuşların, eli kalem tutanların da artık teknik konularda filan halk kadar yaratıcı olmaya çalışmamız gerek. Türkçenin Ağızları Sözlüğünü (TDK) boş zamanınız olduğunda A-Z düzleminde okumaya çalışın, çok şey öğreneceksiniz. Nasıl türetmişler vs. Şimdi modern zamanlarda eli kalem tutanların da "güzel, yerinde, yersiz, saçma" türetimler yapması gerekiyor. Haa, tutan olur tutmayan olur, bunu sorun etmemek LAZIM. ;)
-------------------------------------------------- Note added at 22 hrs (2016-03-26 09:19:39 GMT) --------------------------------------------------
Bir de sözlüklere giremeyen, tembellik edilerek, baştan savma çalışmalarla toplanamayan, derlenemeyen sözcükler var.. Bunların sayısı da çook fazladır. Bir örnek vereyim, anamdan duyardım: NEB yada NEP kısaltması. Soru: Ana, bu şey neden böyledir, falan filan mıdır? Yanıt: neb ! AÇILIMI: ne bileyim ben
https://en.wikipedia.org/wiki/Cycloramic Reference: //http://www.cycloramic.com/
| |